Thursday, August 24, 2006

BAK ARKADAŞ

Bu nasıl iş deme?
Savaş diyenlerin
Mermere geçer dişi de;
Barış diyenlerin
Muhallebi yerken kırılır dişi.

Bak arkadaş!
Dön dolaş
Yavaş yavaş
Geliyor savaş.

BARIŞ

Barış,
Az ötede…
Mesafe, bir karış.

Hadi Kımılda!..
Yavaş, kalıyorsun arkadaş,
Yavaş…

Varmak kolay,
Yetişirim sanıyorsun.
Hep sınıfta kalıyorsun.

BAL KAVONOZU

Neyi paylaşamayız bilmem ki?
Mavi gökyüzü, gül kokusu, kuş sesi,
Bal kavanozuna düşmüş bu dünya
Sana da yeter, bana da.

ELİM SENDE KALDI

Hiçbir karşılık beklemeden
Elimi uzattım sevgiyle.
Sımsıkı tuttun, bırakmadın.
Çok hoşuma gitti önce,
Sonra elim, sende kaldı nedense.

Şimdi, düşünüyorum da
Nasıl tutunacağım Dünya’ya?

KURŞUNLAR NEREYE GİDER?

Bu kurşunlar nereye gider?
Demir, çelik yığınları
Tanklar, toplar, tüfekler.
Bu kurşunlar nereye gider?

Bu kurşunlar nereye gider?
Ne adres sorar, ne kapı çalar.
Gider, bir bebeği yetim bırakır.
Birkaç gram barut ile bir tutam demir, bakır.

Bu kurşunlar nereye gider?
Bir ananın çocuğunu,
Deprem görmüş, sahil kasabasına benzetir.
Elsiz, kolsuz, çaresiz bırakır.

Bu kurşunlar nereye gider?
Önce Irak’a gitmişti, şimdi Lübnan’a
Sonra mı? Kim bilir?
Belki de sana, bana.

SAVAŞ KARARINA İMZA ATAN POLİTİKACILAR

Sorsan,
Yeşil bir dal kopartmaz,
Karıncayı dahi ezmez.

Kendilerine yabancılar.
Sizi gidi yalancılar.

Monday, August 21, 2006

TANK PALETLERİ

Tank paletleri
Yok etmesin diye
Gelincik tarlalarını,
Gündüz, gece
Rüyamda bile
Gelincik tohumları ekiyorum.

Umutlar, tomurcuklanır
Belki, yeşerir diye yürekler.

GONCA GÜL AÇTI

Her gün penceremde seyredip,
Günün ilk ışıklarında suladığım
Gonca gül
Bu sabah açmış.

Kızını sevdiğine
Gelin eden
Anne gibi, baba gibi
Önce ürktü yüreğim,
Heyecanlandı
Sonra sevindi.

GONCA GÜL

O;
Ufacık,
Tefecik,
Tomurcuk
Gonca bir gül idi.

Onu;
Gazetede,
Bir resimde
Gördüm.

Keşke
Bahçede
Görseydim.
Koklardım.