Sunday, September 20, 2009

MAHYA


İki yürek arasında
Işıldayan
Öpücüklerle süslü
Sevgi sözcükleridir mahya.

Saturday, September 05, 2009

ŞİİRDELEN

Şiirkondu üssünden

Şiir havalandı
gök delindi...

İki kanat yürek
Bir avuç sevgi
Yüzdürdük gökyüzünde…

O.Yavuz İNAL
07.07.2009/Ankara

Monday, August 17, 2009

HERCAİ MENEKŞE

Kimsesiz sokağın çiçekçisi
Gözyaşı ile sular
Hercai mor menekşeyi
Başka masalarda açsın diye...

Saturday, July 18, 2009

TEMMUZ

Bütün istediği
Deniz kabuğuna dokunmaktı.
Çağrısını duydu,
Misafir etti deniz...

Sonra sen
Islanan saçlarını
Savurdun...

Yaz güneşi bu
Saçlarını kuruttu...

Yaz mı?
Güneş mi?
Saçların mı?
Yüreğim tutuştu...

Bundandır işte
Temmuz ayına yangınlığım...

TEMMUZ AKŞAMLARI

Ah! Bu Temmuz akşamları yok mu?
Deli eder insanı deli...

Kiraz mevsimi şimdi
Hadi uzatsana ellerini
Diyerek, karınca kararınca
Seni düşünsem…

Nasıl karpuz kabuğu
Düşer suya?
İşte öyle, düşersin düşlerime
Sere serpe...

Hadi! Çık çıkabilirsen
Ay ışığını doladım bileklerine…
Tutmuşum bir kere
Bırakmam ki ellerini…

Mevsimlerden yaz
Aylardan Temmuz’sa…

AYIŞIĞI DOLANMIŞ

Bu Temmuz akşamında
Seyrederken çiçekleri
Arılar kadar sevdalı...

Gördüm...
Bir sardunya
Misafir etmekteydi kelebeği...

Duydum...
Eski bir aşk şarkısıydı
Söyledikleri....

Çözemedim...
Ayışığı dolanmış
Temmuz ayının gizemli tılsımına...

Saturday, April 25, 2009

İÇİM DIŞIM İSTANBUL

Uzun bir ayrılıktan sonra
Yine yüzükoyun düştüm
Karıştım İstanbul'a…
Avuçlarımda pamuklar içinde sakladığım anılar…

Ah… Ulan ah!
Baştan aşağı erguvan Boğaziçi
Ah… Ulan ah!
İçim dışım ebruli…

Boğazın sularına
Bir dalar, bir çıkar
Balık düşlü /simsiyah bir karabatak
Atak mı atak…

Denizi getirir bir martı
Damıtır kadehime döker
Tam gözlerinden içerken İstanbul'u
İstanbul'da akşam olur…

Akşamdan akşama içene
Akşamcı derler./ Akşamcı kim?
İçinde sıla büyüten
Gurbet düşkünü ben kim?

Ah… Ulan ah!
Yine sarhoşum zil zurna
Ah… Ulan ah!
İçim dışım İstanbul.

Ne olur? Tut beni! Tut beni İstanbul!
Zaten çıkmışım yoldan.
Bir de sen…
Bir de sen
Baştan çıkarma…

DÜŞ, KALK, KOŞ

Düşe kalka
Koşulur aşka
Düşe kalka…

Düş, kalk, koş
Yakalarsan bırakma
Çok hoş.

DÜŞE KALKA

Düşe kalka
Koşulur aşka
Düşe kalka…

Ayakta kalana
Çıkartılır şapka.

BEN HİÇ YALNIZ KALMADIM Kİ?

Ağır ateşte pişen
Cezvedeki Türk kahvesi…

Aşk türküleri söyleyen
Avaz avaz serçe sesi…

Kayaları durmaksızın öpen
Su ile toprağın cilvesi…

Ya da başka diyarlardan haber getiren
Ilık rüzgârın nefesi…

Bana hep seni hatırlatır…
Nasıl desem, nasıl anlatsam?

Ben hiç sensiz kalmadım ki,
Yalnız kalayım…

SEVGİNLE SEVİŞEMEDİM

Güneşi sağdım
İçtim ışığını
Yine de…
Gözüne erişemedim.

Lale gül karanfil oldum
Koktum miski amber gibi
Yine de…
Kokuna ulaşamadım.

Kuş oldum uçtum
Koştum kanatlandım
Yine de…
Sana yetişemedim.

Seni sen olduğun için sevdim
Sevindim sevdiğime
Yine de…
Sevginle sevişemedim.

PENCERE

Seni düşününce
Koştuğum tek yer pencere

Sanki her geçen sen...