Friday, October 20, 2006

İSTANBUL ÜZERİNE ÇEŞİTLEMELER

Bu şiiri sana yazdım İstanbul,
Yarım elma,
Gönül alma.

I-
Türkiye’nin adresini sordum.
Aradım, taradım
Seni buldum İstanbul.

II-
Gözünü sevdiğimin İstanbul’u
Seni pamuklara sarıp
Sarıp saklamalı.

III-
Boğaziçi’nden nazlı nazlı,
O kıyı senin, bu kıyı benim,
Bir dolu vapur geçer
Sen de içinde ol
Çek bir nefes İstanbul.

IV-
Eminönü’nde balık ekmek ye
Göz göze, diz dize sevdiğinle.
İstanbulluyum de herkese.

V-
Martı çığlıkları kulaklarımda, balık oltanın ucunda,
Bir ada vapurunda…
Ah… İstanbul ah, tadın damağımda.

VI-
Bilenler,
Bilmeyenlere söylesin.
Her Nisan yağmuru sonrası
Baştan aşağı
gökkuşağı İstanbul.

VII-
İstanbul’a değmiş
Tanrının eli,
Deli eder insanı deli
İstanbul sevgisi.

VIII-
Bu şiir diğerlerinden farklı.
Çünkü
İçinde İstanbul sevgisi saklı.

SARAYBURNU

Sarayburnu’nda
Denize sektirmek için attığım taş,
Hangi maceraları yaşamıştı?
Hangi serüvenin içinde?
Kim bilir,
Daha ne hikâyeleri olacak
Derinde?

ORTAKÖY

Ortaköy’de
Cami, sinagog, kilise
Yan yana.
Ezan sesi,
Çan sesi,
Duyulur peşi sıra.
Bu beraberlik
İç içe geçmiş
İstanbul’u seçmiş.

ÜSKÜDAR

Durup durup Üsküdar gelir aklıma.
Çocukluğumun elma şekeri tadında.
Mistik bir cennet adeta.
Vay canına!
İstanbul girmiş kanıma.

ADALAR VAPURU

Ben çocukken
En çok
Adalar vapuruna
Binmek isterdim…

Karaköy’den
Başlardı yarışımız
Bir martılar bizi geçerdi
Bir biz martıları…

Bir yunus balığı
Can yoldaşım, sırdaşım,
Arkadaşım olurdu.
İçim huzur bulurdu…

Kara korsanlar, define avcıları
Dalga seslerinde,
Denizköpüklerinde yaşardı.
Macera hiç bitmezdi...

Ben çocukken
En çok
Adalar vapuruna
Binmek isterdim…

YİNE TEZGÂH PEŞİNDESİN FRANSA

Gün bu kadar kısa
Hayat bu kadar güzelken
Yine tezgâh, yine tezgâh
Peşindesin Fransa…

Barış, kardeşlik, yerine
Yalan dolan bir yasa
Al takke ver külah
Peşindesin Fransa…

Tarihi anlamadan
Doğruyu yanlıştan ayıramadan
Güneşi balçıkla sıvama
Peşindesin Fransa…

Vah vah vah
Eyvah ki eyvah…
Kendini kargalara güldürme
Peşindesin Fransa…

BİR REKLAM (Adaptasyon)

- Bir bilmecem var çocuklar...
- HADİ SOR SOR...
- İkiyüzlü, çifte standartlı ülkedir...
- BİLMEM ACABA NEDİR? NEDİR...
- Kalleşlik, hilebazlık denince akla;
- TAMAM, ŞİMDİ BULDUM...
- Hemen onun adı gelir.
- FRANSA, FRANSA, FRANSA...
13.10.2006

BU ÇAMUR FRANSAYA KALIR

“12.10.2006 tarihli yasa için”

Kendi tarihlerinde çamur bulunanlar
Başkalarının tarihine çamur atmaya kalkmış.
Bugün yarın tarih olduğunda görecekler ki
Çamurla oynayan çamur içinde kalmış.

Çığlık-Karikatür


Dışavurumcu Ressam Edvard Munch, doğa katliamını görünce resmini acaba böyle mi çizerdi?
O.Yavuz İNAL